Sual: Komşularım bana, (Seni görünce, bize uğursuzluk geliyor, işimiz hiç rast gitmiyor) diyorlar. Salı günü iş yapmayı uğursuz sayanlar vardır. Dinimizde uğursuzluk diye bir şey var mıdır?
CEVAP
Uğur, iyilik getiren şey veya belirti, hayır, iyilik, bereket.
Uğursuz, kötülük ve zarar getirdiği sanılan şey.
Uğursuzluk, bir şeyi veya bir olayı kötüye yorumlamak.
Bir şeyin, bir günün veya bir yerin uğursuz sanılması, Yahudilikte vardır. Hristiyanlıkta da, 13 rakamının uğursuzluk getirdiğine inanılır. Dinimizde ise, bir şeyi uğursuzluğa yormak yoktur. Fakat, (Şu iş veya şu ev bana uğursuz geldi) gibi sözleri söylemekte mahzur yoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Müslümanlıkta uğursuzluk [bir şeyi kötüye yorumlamak] yoktur.) [Mektubat-ı Rabbani 3/41]
(Bir şeyi uğursuzluğa yorma, hayra yor! Sizden biriniz, hoşuna gitmeyen uğursuzluk zannettiği bir şey görünce, şöyle desin: "Ya Rabbi! İyilikleri veren, kötülükleri defeden ancak sensin. Lâ havle velâ kuvvete illâ bike.") [Beyheki]
(Yumuşak muamele uğurluluk [iyilik], sert davranmak uğursuzluk [kötülük] getirir.) [Harâiti]
(Uğuru [hayrı] ve uğursuzluğu [şerri] en çok olan uzuv dildir.) [Taberani]
(Kötü huy uğursuzluk getirir.) [Taberani]
Eskiden, Arabistan'da yolculuğa çıkarken, bir kuş uçururlardı. Kuş sağa uçarsa, uğurlu sayıp, yola devam ederler, kuş sola uçarsa, uğursuz sayıp geri dönerlerdi. Peygamber efendimiz bunu yasaklayıp buyurdu ki:
(Kuşlara dokunmayın, yuvalarında kalsın!) [İ. Maverdi]
Hazret-i İkrime anlatır:
Bir kuş ötüp geçtiğinde, oradakiler yorumda bulundular. İbni Abbas hazretleri de, (Hayra da, şerre de alamet değildir) buyurdu. Bir olayı hayra yormakta ise mahzur yoktur. Çünkü Peygamber efendimiz, gördüğü şeyleri hayra yorardı. Hiçbir şeyi uğursuz saymazdı. (İ. Ahmed)
Safer ayı ve uğursuzluk
Sual: Safer ayının uğursuz olduğu, bu ayda bela ve musibetlerin geldiği doğru mudur? Başka hangi ay ve hangi gün uğursuzdur?
CEVAP
Safer ayı ile diğer ay ve günlerin uğursuz olduğu doğru değildir. Dinimizde uğursuz gün veya ay yoktur. Mektubat-ı Rabbanide bildiriliyor ki:
Günlerin uğursuzluğu, âlemlere rahmet olan Muhammed aleyhisselâmın gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Günler, Allah’ın günleridir, kullar da, Allah’ın kullarıdır.) [1/256]
Yani, Allahü teâlâ kulu da, günleri de, ayları da uğursuz olarak yaratmadı. Kul, dinimizin emrine uymayıp uğursuz şeyler yaparsa, uğursuz kimse olur. Bazı günlerde kötü şeyler yaparsa, o günler ona uğursuz gelmiş olur.
Çarşamba uğursuz değildir
Sual: Bazı günlere uğursuzluk var deniyor. Mesela Eyüp aleyhisselama bela geldiği gün Çarşamba olduğu için, o gün, kan alınmasının, hasta ziyaret etmenin ve tırnak kesmenin yasak olduğu söyleniyor. Çarşamba günü uğursuz mudur?
CEVAP
Bir şeyin, bir günün veya bir yerin uğursuz sanılması, Yahudilikte vardır. Hristiyanlıkta da, uğursuzluklar vardır. Mesela Hristiyanlar,13 rakamının uğursuzluk getirdiğine inanırlar.
Dinimizde uğursuz gün olmadığı gibi, uğursuzluk diye bir şey yoktur. İmam-ı Gazali hazretleri, (Uğursuzluğa inanmak şeytandandır) buyuruyor. Hazret-i İkrime de bildirir ki:
Resulullah, gördüğü şeyleri hayra yorar, hiçbir şeyi uğursuz saymazdı. (İ. Ahmed)
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Günlerin uğursuzluğu, âlemlere rahmet olan Muhammed aleyhisselamın gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı. Hiçbir gün, başka günlerden üstün değildir. Cuma, Ramazan ve diğer mübarek günler, İslamiyet üstün tuttuğu için üstündür.
Ruhul-beyan’da, Tevbe suresi, 37. âyetinin tefsirinde diyor ki:
(Resulullah teşrif edince, günlerin müminlere uğursuz olmaları kalmadı.)
Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Müslümanlıkta uğursuzluk yoktur.) [Mektubat-ı Rabbani 3/41]
(Uğursuzluğa inanan bizden değildir.) [Bezzar, Hadika]
(Uğursuzluk düşüncesinin, kendisini, ihtiyacı olan bir işi yapmaktan alıkoyan kimse, Allah’a şirk koşmuş sayılır.) [İ. Ahmed]
Dinimizde uğursuz gün yok ama, uğurlu sayılan mübarek gün ve geceler vardır. Bunlar mübarek diye, ötekilere uğursuz demek yanlış olur.
Çarşamba ve Cumartesi hacamat yaptırmak mekruhtur. Bir rivayette de Cuma günü de kan aldırmak mekruhtur. Mekruh olması, bu günlerin uğursuz gün olduğunu göstermez.
Cumartesi günü oruç tutmak mekruh, bir rivayette de Cuma günü de oruç tutmanın mekruh olduğu bildirilmiştir. Cuma ve cumartesi günü oruç tutmak, mekruh olduğu için, bugünlere uğursuz denmez. Bayram günleri de oruç tutmak haram olduğu için uğursuz denmez. Allahü teâlâ uğursuz gün ve uğursuz ay yaratmamıştır. Yarattığı hiçbir şey de lüzumsuz değildir.
İbni Abidin hazretleri, kendi zamanında Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri hasta ziyareti yapılmaması şeklinde bir âdet olduğunu, bu âdete uymanın mahzuru olmadığını bildiriyor. Bu ifade, bu günleri hasta ziyaret etmenin uğursuz olduğunu göstermez. Halkın âdet ettiği şeylerin aksini yaparak tepkiye sebep olmamalı deniyor. Mesela Urfa’daki balıklı gölün balıklarını yiyen ölür deniyor. Tıbben aksi ispat edilmediği sürece böyle şeyleri yememek iyi olur.
İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(İnsan, şu üç şeyden kurtulamaz: Uğursuzluk, su-i zan ve haset. Su-i zan edince, buna uygun hareket etmeyin. Uğursuz sandığınız şeyi, Allaha tevekkül ederek yapın. Hased ettiğiniz kimseyi hiç incitmeyin!) [Beyheki]
(Bir şeyi uğursuz sayan, ona itibar etmesin ve işinden geri kalmasın!) [Taberani]
Uğur ve uğursuzluk
Sual: Eve yarasa girmesi uğursuzluk mudur? Şu iş bana uğurlu veya uğursuz geldi demek caiz midir?
CEVAP
Uğursuz demek caiz değil, uğursuz geldi demek caizdir. Mesela 13 sayısı uğursuz bir sayıdır demek, kara kedi görmek uğursuzluk getirir demek, caiz değildir. Fakat, bir şeyin bize uğursuz geldiğini söylemekte mahzur yoktur. Mesela yeni bir mahalleye taşınan birinin, "burası bana uğursuz geldi, buraya taşındığımızdan beri başıma gelmeyen iş kalmadı" demesinde mahzur yoktur. Bir hadis-i şerif meali:
(Bir şeyi uğursuzluğa yorma, hayra yor!) [Beyheki]
Uğur, iyilik getirdiği sanılan şey veya belirti, hayır, iyilik, bereket demektir.
Uğursuz, kötülük ve zarar getirdiği sanılan şeydir. Yahudiler ve Hristiyanlar, uğursuzluk var sanıyorlar.
Uğursuzluk, bir şeyi veya bir olayı kötüye yorumlamaktır. Dinimizde uğursuzluk yoktur. Eve yarasanın girmesi uğursuz değildir.
"Uğurlu olsun" demek
Sual: Bir şey alınınca, (Hayırlı uğurlu olsun) deniyor. Ben, (Uğurlu olsun) ifadesini beğenmiyorum. Dinde uğur diye bir şey var mıdır?
CEVAP
Evet, dinimizde uğur var, uğursuzluk yoktur. Uğur, iyilik getiren şey veya belirti, hayır, bereket demektir. Uğurlu olsun demek, (Hayırlı olsun, bereketli olsun, iyi netice versin, faydasını gör) demektir. Böyle duanın mahzuru olmaz, aksine iyi olur.
Sual: Zamanda, herhangi bir eşyada ve yerde uğursuzluk diye bir şey var mıdır?
Cevap: Bir şeyin, zamanın, yerin uğursuz olması, Yahudilikte vardı. İslâmiyette uğursuzluk yoktur. Cahillerin sünnet veya vacip sanacakları şeyi yapmak mekruh olur.
Cevap: Bir şeyin, zamanın, yerin uğursuz olması, Yahudilikte vardı. İslâmiyette uğursuzluk yoktur. Cahillerin sünnet veya vacip sanacakları şeyi yapmak mekruh olur.
Uğursuzluk yoktur!
Sual: İslâm dininde, günlerde veya eşyalarda uğursuzluk diye bir şey var mıdır?
Cevap: Uğursuzluğa inanmamalı, tesir eder sanmamalıdır. Rûh-ul-beyânda, Tevbe suresi, 37. âyetinin tefsirinde deniyor ki:
“Resulullah Efendimiz teşrif edince, günlerin müminlere uğursuz olmaları kalmadı.”
Sual: İslâm dininde, günlerde veya eşyalarda uğursuzluk diye bir şey var mıdır?
Cevap: Uğursuzluğa inanmamalı, tesir eder sanmamalıdır. Rûh-ul-beyânda, Tevbe suresi, 37. âyetinin tefsirinde deniyor ki:
“Resulullah Efendimiz teşrif edince, günlerin müminlere uğursuz olmaları kalmadı.”
Bir hastalığın sağlam insana elbette geçeceğini kabul etmemelidir. Allahü teâlâ dilerse geçer, dilemezse geçmez. Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
(Müslümanlıkta, uğursuzluk ve hastalığın sağlam kimseye muhakkak geçmesi yoktur.)
(Müslümanlıkta, uğursuzluk ve hastalığın sağlam kimseye muhakkak geçmesi yoktur.)
Bununla beraber, tehlikeli şeylerden, şüpheli yerlerden kaçınmak vaciptir. Hastalığa yakalanmamak için tedbir almalıdır. Kâhinlere, falcılara inanmamalıdır. Bilinmeyen şeyleri bunlara sormamalıdır. Bunları kaybolan şeyleri bilir sanmamalıdır. Şerh-ı akâid kitabının başında deniyor ki:
“İnsanın bir şeyi bilmesi, his organı ile, güvenilir haber ile veya akıl ile olur. His organları beştir. Güvenilir haber ikidir: Tevatür ve Peygamber haberleri. Tevatür, her asrın güvenilen insanlarının hepsinin söylemesidir. Akıl ile bilmek de ikidir: Düşünmeden hemen bilinirse, Bedihi denir. Düşünmekle bilinirse, İstidlali denir. Her şeyin, kendi parçasından büyük olduğu bedihidir. Hesapla edinilen bilgiler istidlalidir. His organları ve akıl ile birlikte hasıl olan bilgiler, Tecrübidir.” Görülüyor ki, İslâm dininin, hesabın ve tecrübenin bildirmediği şeylere Gayb denir. Gaybı ancak, Allahü teâlâ ve Onun bildirdikleri bilir.
“İnsanın bir şeyi bilmesi, his organı ile, güvenilir haber ile veya akıl ile olur. His organları beştir. Güvenilir haber ikidir: Tevatür ve Peygamber haberleri. Tevatür, her asrın güvenilen insanlarının hepsinin söylemesidir. Akıl ile bilmek de ikidir: Düşünmeden hemen bilinirse, Bedihi denir. Düşünmekle bilinirse, İstidlali denir. Her şeyin, kendi parçasından büyük olduğu bedihidir. Hesapla edinilen bilgiler istidlalidir. His organları ve akıl ile birlikte hasıl olan bilgiler, Tecrübidir.” Görülüyor ki, İslâm dininin, hesabın ve tecrübenin bildirmediği şeylere Gayb denir. Gaybı ancak, Allahü teâlâ ve Onun bildirdikleri bilir.