1.MAKSAT Takdîmimizin maksadı, Hicrî KamerîAybaşlarının kat’îolarak tesbîtinin nasıl yapılması gerektiği husûsunda, hem dinimizin emrleri ve hem de astronomi ilminin ışığında izahatta bulunmaktır.
2.ORUC İLE HACVE KURBAN AYLARI “NASS”İLE SABİTTİRKamerîayların birinci gününün-bilhassa Ramezân ve Zilhicce ayları içinrü’yet-i hilâl ile tesbît edileceğiaçıkça bildirilmiştir.a.Rü'yet-i Hilâl ile ilgili Âyet-i kerîme ve Hadîs-i şerîfler:“Sana hilâllerden soruyorlar, de ki: Onlar, insanlar ve hac için mîkatlar (vakit alâmetleri)dir”(Bakara sûresi189.ncu âyet-i kerîme).Şeyh-ul-islâm Mustafa Sabri Efendi,189.ncu âyet-i kerîmeyi bu mevzuda delîl olarak bildirmiştir.(Merâkıl-felâh)dakihadîs-i şerîfde, “Ayı görünce oruc tutunuz! Tekrâr görünce, orucu bırakınız!”buyrulmuştur.“Hilâli görmedikçe oructutmayın: onu görmedikçe bayram da yapmayın. Eğer ufkunuz bulutlanmış bulunursa takdîrediniz” (Buhârî, Müslim, Nesâî, Dârimî, Muvattâ-ı İmâm-ı Mâlik, Müsned-i Ahmed bin Hanbel).“Ayı görmek şartıyla oructutun ve onu görmek şartıyla bayram yapın. Şayet hava bulutlanırsa Şa’bânıotuz olarak tamamlayın” (Buhârî, Müslim,Tirmizî, Nesâî, Dârimî, Müsned-i Ahmed bin Hanbel).(İbniÂbidîn), birinci cild, ikiyüzseksendokuzuncusahîfede, kıble ta’yînini bildirirken, diyor ki: (Ramezân-ı şerîfin birinci gününü anlamakdatakvîmlere güvenilmemelidir, buyurdular. Çünkioruc, gökde yeni ayı görmekle farz olur. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Hilâli görünce oruca başlayınız!) buyurdu.Hâlbuki hilâlin doğması, görmekle değil, hesâbladır ve hesâbsahîh olup, hilâl, hesâbın bildirdiği gecede doğar. Fekat, o gecegörülmeyip, bir gece sonra görülebilir ve oruca, hilâlin doğduğu gece değil, görüldüğü gece başlamak lâzımdır. Çünki, islâmiyyet böyle emrbuyurmuşdur).b.Nass’daictihâdamesağ yokturGörülüyor ki, gerek âyet-i kerîme ve gerekse hadîs-i şerîflerin böylesine sarâhatinden sonra, bu meselede ictihâdamesağ olmadığı, Mecellenin 14.ncü maddesi hükmü ile sâbittir. Çünkübu maddede, “Mevrid-i Nassdaictihâdamesağ yoktur” buyurulmaktadır.Ayrıca, (Osman bin AlîZeyla’înin(Kenz)kitâbını şerh ederek yazdığı (Tebyîn-ül-hakâık)ve Ebu BekrŞatânın(İ’ânet-ut-tâlibîn)kitâblarındaramezânın sâbitolması, hilâlin görülmesiyle veya şa’bânayının otuza tamamlanmasıyla olacağına dâiricmâ’vâki olduğu yazılıdır.
4c.Naklî ve aklî delîllerlerü’yet-i hilâl vaktininhesâb edilemeyeceği sâbittirİslâm Âlimleri ile İslâm Astronomi Mütehassıslarıve Modern Astronomi Teşkîlâtları ve Uzmanları, hesâb ile Rü'yet-i Hilâl’in mümkün olmadığını, ancak rasad ile olacağını muhtelif eserlerinde açık ve net olarak, hiçbir şübheye meydanbırakmayacak şekilde bildirmişlerdir.Yukarıda mezkûr “Nass”ile bildirilen emirlere göre, Ramezân ayı, hilâlin [yeni ayın] görülmesi ile başlar. Hilâli görmeden önce yapılan hesâb ile, takvîm ile başlamanın câiz olmadığını, (İbniÂbidîn) kıble bahsinde ve (Eşi’at-ül-leme’ât) ve (Ni’met-i islâm) sâhibleri bildirmişlerdir. Yine(İbniÂbidîn), (... Ramezânın başladığını anlamak için ise, astronomik hesâblara uyulmaz. Çünki, Ramezân-ı şerîfin başlaması, gökde hilâli görmekle olur. Hadîs-i şerîfde, (Hilâli görünce, oruca başlayınız!) buyuruldu. Hilâlin doğması, görmekle değil, hesâbla anlaşılır. Hesâbın bildirdiği kesin doğru olur. Fekat, hilâl doğduğu gece görülebileceği gibi, o gece görülemeyip, ikinci gecesi görülebilir. Ramezânın başlaması, hilâlin doğması ile değil, hilâlin görünmesi ile olacağı emr olundu.) Halbuki takvîmler, hilâlin görülmesini değil, doğma zamanını hesâblayıpbildirdikleri için, Ramezân ayının başlaması, takvîmle anlaşılamaz.Ramezâna ve bayrama takvîm ile, hesâb ile başlamak câiz olmadığı (Fetâvâ-ı Hindiyye)de de yazılıdır. Şa’bânın otuzuncu gecesi, bir şehrde hilâl görülünce, bütün dünyâda oruca başlamak lâzım olur. Gündüz görülen hilâl gelecek gecenin hilâlidir.Şa’bânayının otuzuncu gecesi, güneş gurûb edince [batınca], hilâli aramak ve görünce gidip kâdîya haber vermek, vâcib-i kifâyedir. Takıyyuddîn Muhammed ibniDakîk diyor ki, (İctimâ’ıneyyireyn)den 1-2 gün geçmeden, hilâl hiç görülemez. (Mecmû’a-i Zühdiyye)de diyor ki, (Şevvâl ayının hilâlini gören bir kimse, iftâr edemez. Çünki, bulutlu havâda, Şevvâl hilâlini, iki erkeğin veyâ bir erkekle iki kadının gördüm demeleri lâzımdır. Açık havâda, Ramezân ve Şevvâl hilâllerini çok kimsenin gördüm demeleri lâzımdır). (Kâdîhân)da diyor ki, (Hilâl, şafakdan “yatsıdan” sonra batarsa, ikinci gecenin, şafakdan “yatsıdan” evvel batarsa, birinci gecenin hilâlidir).Elmalılı Hamdi Efendi,(Sebîl-ür-reşâd)mecmuasının 22.nci cildindeki makalesindeşöyle demekdedir. “Şer’i şerîf, şehr-i ramezândasiyâmınvücûbunukavâid-i felekiyyeye (astronomik kaidelere) değil, rü’yetetalib eylemiş olduğundan, bu bâbda hesâba itibar eylememiştir.”Yine, Elmalılı Hamdi Efendi, aynı makalede, “Vücûb-i siyâmınşühûd-i şehre (hilâlin görülmesine) merbûtıyeti ve bu şühûdun vücûb-i siyâmasebebiyeti şübhedenâzâde olarak beyân buyurulmuştur. Şühûd demek ise, şehr bizzat müşâhede olunmayacağından, bunu (şühûd-i hilâl-i şehr) ma’nâsınahamletmek lâzım gelecektir.
5“Hilâli görmedikçe oructutmayın: onu görmedikçe bayram da yapmayın. Eğer ufkunuz bulutlanmış bulunursa takdîrediniz.”Hadîs-i şerîfi de,âyet-i kerîmedekişühûddanmurâd, rü’yet-i hilâldemek olduğunda ve asıl illetin rü’yetten ibaret bulunduğunda şübhe kalmıyor. Bu âyet-i kerîmeile bu hadîs-i şerîfe nazaran şühûd-u şehri hesâb ve istidlâle rabteylemek ihtimâli münselib bulunuyor (kalmıyor)” şeklinde izâh etmiştir.Rasadhâne Müdürü ve Dar-ül-fünûnHey’et müderrisi Fatin GökmenEfendi,(Sebîl-ür-reşâd)mecmuasının 22.nci cildindeki makalesinde “Cumhur-i ehl-i şer’ hilâl-i ramezân ve hilâl-i fıtrınsübûtunurü’yete, mümkün olmadığı surette ikmâl-i selâsinehasretmişlerdir. Bu bâbda istinad ettikleri delîlise, “Hilâli görürseniz oructutunuz, tekrar görürseniz bayram yapınız, eğer hilâlbulut ve emsâli ile mestur ise takdîrediniz”hadîs-i şerîfidir.Ehl-işer’in ekseriyeti buradaki takdîri 30 güne iblağ etmek suretiyle tefsîr etmişlerdir. Onları bu tefsîre sevk eden sebeb ise, aynı meâldevârid olan diğer hadîslerde“takdîrediniz”mahallinde,“30 gün oructutunuz”, “Şa’bânı otuza ikmal ediniz”,“otuz güne iblağ eyleyiniz”cümlelerinin bulunmasıdır.“Rü’yet-i hilâl hakkındaki hükm-i hey’ininmüstakillensübût-i şer’iyedelîlittihâz olunmasını, izâhât-ı ânife sebebiyle dermiyan etmiyorsam da hükm-i hey’iye mütenakız bulunan şehâdetle iki şâhidleiktifâ edilmemesini daha meşrûgörüyorum.” Ya’ni, hesâbdan önce iki şâhidinhilâli gördüm demelerine itibâr olunmaz. Çünkü hesâb (ictima vakti hesâbı) kat’îdir, hesâbdan evvel hilâlin görülmesi mümkün değildir.Nitekim, Şâfi’î âlimlerinden imâm-ı Sübkî “rahimehüllahüteâlâ”, (Şa’bânın otuzuncu gecesi hilâli gördüğünü söyliyen olsa, hesâb ile, hilâlin bir gece sonra doğacağı bildirilse, burada hesâba inanılır. Çünki, hesâbla anlaşılan kat’îdir. Doğmadan bir gece evvel görülmesi imkânsızdır) diyor. [Hilâli görmekle Ramezânın başlaması, hesâbla anlaşılandan bir gün sonra olabilir. Fekat bir gün önce olamaz.]Diyânetİşleri Başkanlığının, HicrîKamerîAybaşlarının tesbiti hakkında,30.04.1963tarih ve 12712 sayılı yazısınacevâben,İstanbul Teknik Üniversitesince verilen17 Haziran 1963 tarih ve 557 sayılı cevâbîyazıekinde yer alan, İTÜ Mimarlık Fakültesi Yüksek MatematikKürsüsünden Prof.HamitDilgan imzalı yazıda;“Hesâblar sonunda, aşağıda hülâsaedilecek olan görülme şartları tahakkuk ettiği halde dahî, YeniAY’ın bilfiil görülmesi mümkünolmayabilir. ....Hülâsa;hilâlin görülmesi imkânıile, bilfiil görülebilme keyfiyetini birbirindenayırdetmek gerekir.”denilmektedir.Buradan da anlaşılıyor ki, HicrîKamerîAybaşlarının kat’îtesbitirü’yet ile vâki olur. Hesâbzannîdir. Kat’îdeğildir.Nitekim,Diyânetİşleri Başkanlığı da, aşağıda adresi verilen internet sitesinde;“Kamerîayın başlayabilmesi için HazretiPeygamberin hadîsi mucibince Hilâlin görülmesi şarttır.”şeklinde yayınlamaktadır.
http://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmet...spx(25.05.2016 21:00)
6d.İslâm Âlimleri ve İslâm Astronomi mütehassıslarının,rü’yet-i hilâl hakkında bildirdikleri zarûrîmalûmât:Ramezân ve bayram aylarının şâhidlerlemeşrû’ olarak anlaşılmadığı yerlerde, Zilhicce ayının birinci günü ve buradan da onuncu günü, ya’nî kurban bayramının birinci günü hesâb edilir. Bayramın birinci günü, bu hesâb ile bulunan gündür. Yâhud, bir gün sonradır. Bir gün evvel olamaz. Çünki, gökde, ay, doğmadan önce görülemez. Kamer [ay], güneşin ve yıldızların, şarkdan garba [doğudan batıya] doğru olan, günlük hareketlerine iştirâketdiği gibi, Erd [dünyâ] etrâfındagarbdan şarka [batıdan doğuya] doğru da hareket etmekdedir. Bu hareketi, güneşingarbdan şarka doğru olan senelik hareketinden dahâsür’atlidir. Kamer [ay], bu hareketinde bir devrini 27 gün 8 sâatdetemâmlamakdadır. Bu sebeb ile, günlük devrini yıldızlardan elli dakîka 30 sâniye sonra temâmlar. Güneş ise, günlük hareketini dört dakîka sonra temâmlamakdadır. Bunun için kamer, bir evvelki güne nazaran, güneşdendahâ sonra Nısf-ün-nehâra [gündüz müddetinin ortasına] gelir ve birinci gece güneşden 45 dakîka sonra gurûb eder [batar]. Kamer [ay], yer küresinin etrâfında dönerken, mahrekinin[yörüngesinin] bulunduğu müstevî [düzlemi] ile, husûfmüstevîsi [ekliptik düzlemi] arasında takrîben [yaklaşık olarak] beş derecelik bir zâviye [açı] vardır. Her devrinde, bir kerre, ay ile güneş, yer küresinin aynı tarafında olarak, üçü bir doğrultuda bulunuyorlar. Bu hâle (İctimâ’ıneyyireyn=Conjunction) denir. Bu hâlde iken, kamerîn [ayın] bize karşı olan yüzü karanlık oluyor. Ayı göremiyoruz. Bu zemâna(Muhak) denir. Muhakzemânısâbit değildir. Yirmisekizsâat ile yetmişikisâat arasında değişmekdedir. Osmânlı âlimlerinin takvîmlerindea’zamî olarak üç gün [72 sâat] hesâb edildiğini görüyoruz. İctimâ’ vakti, Muhakzemânının tam ortası olup, ilmî takvîmlerde her ay için yazılıdır. Erd da [Dünyâ da] güneş etrâfında hareket etdiği için, iki ictimâ’ vakti arasındaki zemân, 29 gün 13 sâatolmakdadır. İctimâ’ vaktinde, şems [güneş] ile kamer [ay], aynı vaktdeNısf-ün-nehârdan [gündüz müddetinin ortasından] geçmekdedir. İctimâ’ vaktinden sekiz derece [takrîben 14 sâat] geçmeden evvel, ya’nîErd ile kamerîve Erd ile şemsi birleşdiren, iki yarım doğru arasındaki (Beynûnet=Elongation) zâviyesi sekiz dereceden [14 sâatdan] az iken, hilâl hiçbir zemânda, hiçbir yerde görülemez. A’zamî 18 derece olunca, ay muhakdan kurtulup, güneş batarken, 45 dakîka içinde batı tarafında üfuk hattı üzerinde, yeni ayın hilâli görünür. Fekat, 57 dakîka(İhtilâf-ı manzar)ından dolayı, üfka 5 derece yaklaşınca görülemez. Muhakdan kurtulduğu vakt, hangi memleketde güneş batmakda ise, o tûl derecesindeki memleketlerden hilâl görülür. Sonraki sâatlardaveyâ gecede, bunların garbındaki [batısındaki] memleketlerde de, güneşin gurûbundan [batışından] sonra görülebilir. Bu hesâblar, kamerî ayın başladığı vakti bulmak için değildir. Hilâlin görülebileceği geceyi anlamak içindir. İmâm-ı Sübkî de böyle buyurdu. İmâmın sözünü tersine çevirenlere aldanmamalıdır. Hilâlin görünmesi takvîmle bildirilen gün veyâ bundan bir gün sonra olur, bir gün evvel olmaz. (Tahtâvî ve Şernblâlîhâşiyeleri). Semâda, Ramezân-ı şerîf hilâlini aramak, bir ibâdetdir. Görülüyor ki, Ramezân-ı şerîf başlangıcını önceden haber vermek, islâmiyyeti bilmemek alâmetidir.Kurban bayramının birinci günü de, Zilhicce ayının hilâlini görmekle anlaşılır. Zilhicce ayının dokuzuncu Arefe günü, hesâbla, takvîmle anlaşılan gün veyâ bundan bir gün sonra olur. Bundan bir gün önce Arafâta çıkanların hacları sahîh olmuyor. Hiçbiri hâcı olamıyor. Şa’bânınyirmidokuzuncu günü, güneş gurûb edince [batınca], garb [batı] tarafındaki zâhirîüfuk hattı üzerinde, Ramezân hilâlini aramak vâcibdir.
7Âdil olan, ya’nî büyük günâhişlemiyen, ehl-i sünnet bir müslimân, hilâli kapalı havada görünce, hâkime, vâlîye haber verir. Kabûl ederse, her yerde Ramezân başlar. Hâkim, vâlîolmıyan yerde, bir müslimân hilâli görünce, o yerde Ramezân başlar.Bid’at ehlinin, fâsıkın sözü kabûl edilmez. Açık havâda çok kimsenin haber vermesi lâzımdır. Hilâl görülmezse, Şa’bânayı otuz gün kabûl edilip, ertesi gün Ramezân olur. Takvîm ile, astronomik hesâblarlaRamezân başlamaz. (Bahr) ve (Hindiyye)de ve (Kâdîhân)da diyor ki, (Bir kimse, Ramezân başını bilmeden takvîme bakarak, bir ay oruc tutsa, Ramezândan bir gün evvel veyâRamezânın ikinci günü yâhud tam Ramezân başında oruca başlamış olabilir. Birinci hâlde, Ramezândanbirgün evvel tutmuş ve Ramezânın son günü bayram yapmışdır. İkinci hâlde, Ramezânın birinci günü tutmamış, son günü de bayramda tutmuşdur. Her iki hâlde de,Ramezânınyirmisekiz gününde oruc tutmuş olup bayramdan sonra, iki gün kazâ tutması lâzım olur. Üçüncü hâlde, oructutduğu bir ayın ilk ve son günlerinin Ramezânatesâdüfetdiğişübhelidir. Ramezân olduğu şübheli günlerdeki orucsahîh olmadığı için, yine iki gün kazâ eder.) Bundan anlaşılıyor ki, Ramezâna, gökde hilâli görmekle değil de, önceden hâzırlanmıştakvîmlere göre başlıyanların, bayramdan sonra iki gün kazâniyyeti ile oruc tutmaları lâzımdır. Meselâ (Ramezândan sonra, iki gün kazâ orucu tutmak danerden çıkdı? Hiçbir kitâbda böyle bir şey yokdur diyorlar). Kitâblarda yazılı değildir sözü yanlışdır. Çünki, her asrda, her yerde, Ramezân ayı, hilâli görmekle başlardı. İki gün kazâ orucuna lüzûmyokdu. Şimdi, bazı memleketlerde Ramezân ayı, hilâlin doğma zemânınıhesâb etmekle başlatılıyor. Ramezânın başlaması, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olmıyor. Bu hatâyı düzeltmek için, bayramdan sonra iki gün kazâ orucu lâzım olduğu, Tahtâvînin(Merâkıl-felâh)hâşiyesinde yazılıdır. Ramezâna, hilâli görmeden başlayıp, yirmidokuzuncu gecesi bayram hilâli görülürse, Şa’bânrüyet ile başlamış ise, bayramdan sonra birgünkazâ edilir. Rüyet ile başlamamış ise, iki gün kazâ tutulacağı (Hindiyye)ve (Kâdîhân)da yazılıdır.(İbniÂbidîn)“rahimehullahüteâlâ” (Redd-ül-muhtâr) kitâbında buyuruyor ki: (Ramezân ayının başında, gökde hilâli, ya’nî yeni ayı aramak, âkıl ve bâlig olan her müslimân üzerine vâcib-i kifâyedir. Görünce, kâdîya, ya’nî hâkime haber vermesi de vâcibdir. Kâdîkabûl ve i’lân edince, [her memleketde] bütün müslimânların o gün oruc tutmaları farz olur. Bulutlu havada, âdil olan bir müslimânın haberi kabûl edilir. Bulutsuz havada, çok kimsenin haber vermesi lâzımdır. Kâdîsıveyâmüslimânvâlîsibulunmıyan yerlerde, âdil bir müslimânın gördüm demesi ile, bunu işitenlerin oruc tutmaları lâzım olur. Ramezân ayının takvîm ile, hesâb ile başlaması câiz değildir. Âdil olsalar bile, Ramezân ayının başlaması için, bunların hesâblarının kıymeti yokdur.Bunların, Ramezân hilâlinin doğacağı günü önceden haber vermeleri ile, Ramezân orucu başlamaz. Şâfi’î âlimlerinden imâm-ı Sübkî “rahimehüllahüteâlâ”, (Şa’bânın otuzuncu gecesi hilâli gördüğünü söyliyen olsa, hesâb ile, hilâlin bir gece sonra doğacağı bildirilse, burada hesâba inanılır. Çünki, hesâbla anlaşılan kat’îdir. Doğmadan bir gece evvel görülmesi imkânsızdır) diyor. [Hilâli görmekle Ramezânınbaşlaması, hesâbla anlaşılandan bir gün sonra olabilir. Fekat bir gün önce olamaz.] Şems-ül-eimme Halvânî “rahimehullahüteâlâ” buyuruyor ki, (Ramezân ayının başlaması, hilâlin görülmesi ile olur. Hilâlin doğması ile başlamaz. Hesâb, hilâlin doğduğu geceyi bildirdiği için, Ramezân-ı şerîf ayının başlaması hesâb ile anlaşılamaz. İki âdil müslimânın, (hilâli gördük) demeleri ile veyâkâdînınhükm etmesi ile, bir yerde Ramezân başlayınca, dünyânın her yerinde oruca başlamak lâzım olur. Hac, kurbanve nemâzvaktleriböyle değildir. Bunlar vaktlerinin bir
yerde ma’lûm olması ile, başka yerlerde de böyle olmaları lâzım gelmez.))
[Ya'nî bu üçü mahallîdir.]
3.USNO (US NAVAL OBSERVATORY) SİTESİNDE RÜ’YET-İ HİLÂL İLE İLGİLİ MALÛMÂTUSNO ABD’ndeilmîçalışmalar yapan köklü bir kuruluşdur. Ana görevi, pozisyon, zamanlama ve seyrüsefer konularında, ABD deniz kuvvetlerine ve Savunma Bakanlığına bilgi temin etmektir. USNO,Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri tarafından işletilen GPS uydu sistemleri için hassas zaman verilerini sağlayanAna Saat sistemini de çalıştırmaktadır. Ayrıca uzay cisimlerinin gözlem ve ölçümlerini de yapmaktadır.
https://en.wikipedia.org/wiki/United...toryUSNO’nun web sitesinde,rü’yet-i hilâl konusunda yer alan açıklamaların İngilizceaslı,bu yazının ekine konmuş olupweb site adresi ise aşağıdadır.
http://aa.usno.navy.mil/faq/docs/cre...php(2016-05-25 22:52)USNO’nun bu sitesinde yeni ayın hilâli ile ilgili olarak yer alan bilgilerin ilk cümlesi şöyledir:“
Her Yeni Ay’ın (ictimâ’ın) gün ve sâati kesin olarak hesâblanabilmesine rağmen, hilâlin görülebilirliğiyeni aydan itibaren geçen zamana ve başka birçok etkene bağlıdır ve hesâbla kesin şekilde tayin edilemez.”
4.İBRANİ TAKVİMİBuhârî, İbniAbbâsdanhicret husûsunda şu hadîs-i şerîfirivâyet etmiştir. “ResûlullahMedineyiteşrif ettikleri zaman, Yahudileri oruclu olarak bulunca,(Bu ne orucudur.) diye sormuş, (Bugün sâlih bir gündür. Benî İsraîli düşmanları (firavun)nın şerrinden halâs ettiği bir gündür. Hazreti Mûsâaleyhisselâmşükrân-ı ni’mette bulunmak üzere bugün oructutmuştur)cevâbını alınca,Resûlullah (Biz Mûsâ’ya sizden daha ziyâdehaklıyız) buyurarak kendisi oruc tuttu ve eshâba da tutmalarını emr etti.” El Birûnî,bu gününYehûdîteşri ayının onu olduğunu söylemektedir.Ya’nî,Yehûdîlerde,dînîgünleri ve ibâdetleri için,kendilerine mahsûsolan “Lunar”(Ay yörüngesine göre düzenlenmiş) takvimdeki bütün ayların aybaşlarını, hâlen rü’yetleve şâhidlerletesbitetmektedirler.Yapılan rasadları, râsıdların yeri, isimleri ve rasad tarih ve saatleriyle kaydetmekte, ilan edip uygulamaktadırlar. Bu takvim,“İbrânîtakvimi”dir. Mûsevî ve Yehûdî takvimi de denilmektedir.
Aşağıdaki linkte teferruatlı bilgi mevcuttur.
(https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0brani_takvimi)
Meselâ,2.nci Biblical ayın hilâli,7 Mayıs 2016 günü aşağıdaki yerlerden, yanlarındayazılı kişilerce gözlenmiş ve 8 Mayıs günü ay başlangıcı olmuştur. Bizim Hicrî Kamerî takvimimizin rü’yetle başlayan “Şa’bân”ayına rastlamaktadır. Dolayısıyla, her aybaşı rü’yetle başladığından, bizim kullandığımız Hicrî Kamerî aylardan birinin rü’yetle başlayan aybaşına rastlamaktadır. Aşağıdaki linke girildiğinde, her aybaşları için görülebilirlik haritasını da rasaddan evvel yayınladıkları görülmektedir.
http://renewedmoon.com/)
9Bali, Indonesia[AhmadAdji (6:24pm/UCT+8)]PoriyaIlit, Israel[RebeccaBiderman (7:47pm/UCT+2)]Jerusalem, Israel[Devorah Gordon (7:49pm/UCT+2)]1.nci Biblical ayın hilâli(ki RecepAyına denk gelmektedir) 8 Nisan 2016günü aşağıdaki yerlerden,yanlarında yazılı kişilerce gözlenmiş ve 9 Nisan günü kullandıkları Ay’ınbaşlangıcı olmuştur.http://renewedmoon.com/archived-repo...-01(2016-05-26 00:23)Darwin &Perth, Australia[ShabbirAhmed (approx. 6:45pm/UCT+9:30)]Colombo, Sri Lanka[Nimal Road Mosque (approx. 6:19pm/UCT+5:30)]Gothenburg, Sweden[MiltonAbili (21:15)]5.RECEB-1437 AYINA AİT HİLÂLİN RASADITakvîmHey’etimizce zaman zaman rü’yet-i hilâl için rasada çıkılmakta ve hilâl görüldüğünde videoya alınmaktadır. Meselâ,1437 senesi Receb Ayı hilâl rasadına 7 ve 8 Nisan akşamları çıkılmış, ancak Türkiyede takvimlerin bildirdiği 7 Nisan perşembe akşamı, Türkiye dâhil dünyanın hiçbir yerinden hilâl görülememiştir. 8 Nisan Cuma akşamı tekrâr rasada çıkılmış ve hilâl görülerek buna aid çeşitli görüntüler kayıt altına alınmıştır. Rasada göre 1437 senesi Recebayı, takvimlerde yazan ve uygulanan8 Nisan 2016 tarihinde değil,9 Nisan 2016 tarihinde başlamış olmaktadır.Bununla ilgili yapılan rasadda çekilendijital fotoğraflarla, alınan video kaydı aşağıdaki linkde görülebilir.http://www.turktakvim.com/index.php?...NETİCEKamerî ayların birinci günlerinin çıplak gözle rasada dayalı rü’yetleta’yîn edilmesinin gerekliliği, yukarıda hem ilmî, hem de dinî delillerle isbât edilmişdir.Ramezân ve bayram aylarının ilk günlerinin tesbiti için, hilâlin görülmesinin gerekliliği “Nass” ile sâbitdir. Nass bulunan husûsda ictihâd yapılamaz.Bu ayların ve diğer bütün kamerîayların başlangıcının tesbitinde, hilâlin görülmesinin hesâb edilemeyeceği, USNO sitesinde kesin ifâdelerle yer almaktadır.Hicrî kamerî aybaşlarının tesbitinde, hilâlin çıplak gözle görülmesi esas alındığından, Yeni Ayın hilâlinin doğuş hesâblarına göre hazırlanan takvimlerde bildirilen günlere değil, ay başlangıçlarının rasadlatesbit edildiğigünlere uyulması zaruridir.Kısaca, aybaşları hesâbla değil, rasadla tesbitedilmelidir.Ayrıca Asr-ı se’âdetten beri İslâm beldelerinde bu mevzûdaki tatbîkat da,muteber naklî ve aklî vesikalarla sâbitdir.BÜLENT GENÇERTÜRKİYE TAKVİMİVAKİT HESAPLAMA HEYETİ BAŞKANITel:0212 454 2388E-mail:info@turktakvim.comWeb:www.turktakvim.com