BATI TRAKYA TARİHİ
Batı Trakya, M.Ö.2000 yıllarından beri üzerinde yaşanılan bir bölgedir. Bölgenin en eski halkı, Hint-Avrupa kökenli bir halk olan Trak'lardır. M.Ö. VII. yüzyıldan itibaren bu bölge sırasıyla Pers, Yunan ve Makedonya uygarlıklarının egemenliğinde yaşamış, bundan sonra M.Ö. 335 yılına kadar Trakya Krallığı hüküm sürmüştür. Daha sonra Batı Trakya, Roma ve Bizans imparatorluklarının egemenliği altında yaşamıştır. Osmanlı Devleti bölgeyi 1354 yılında fethetmiş ve burada 559 yıl hüküm sürmüştür. Ancak bölgede Türk varlığının, Balkanlara M.Ö. II. yüzyılda ulaşan İskit Türklerinin ve Orta Asya'dan batıya göç eden kavimlerin gelişiyle başladığı bilinmektedir.
Hun Türkleri M.S. IV. yüzyılda, Avar Türkleri V. yüzyılda, Peçenekler IX. yüzyılda ve Kuman Türkleri XI. yüzyılda buraya yerleşmişlerdir. Batı Trakya'daki bu Türk kavimleri Osmanlıların Balkanları fethi sırasında faydalı olmuşlardır. Hatta Balkanlarda konuşulan Slav dilinde "yardımcı" anlamına gelen "Pomaga" veya "Pomagadiç" kelimelerinden gelişen Pomak ismi, Balkanların fethi sırasında Osmanlı Türkleri tarafından Kuman Türklerine verilen isimdir. Yurtlarından ayrılıp batıya yönelen Hunlar, M.S. IV. asrın ortalarında Alan ülkesini ele geçirerek Doğu Gotlar'ı hakimiyetleri altına aldılar. Daha sonra Tuna'yı aşarak Trakya'ya kadar ilerlediler. Hun hükümdarı Rua zamanında Doğu Roma'yı haraca bağlayan Hunlar, Atillâ'nın Bizanslılarla yaptığı savaşlarda Singudunun (Belgrad), Naisus (Niş), Philippopolis (Filibe) gibi 70 kadar Bizans şehrini topraklarına dahil ettiler. 453'de Atillâ'nın ölümünden sonra Avrupa'da kalan Hunların bir kısmı sonradan gelen Avarlar'a katılmış, diğer bir kısmı da Slav ve Germenlerle karışmışlardır. Ancak şu kadarını belirtmek lazım gelirse Keltler, İllirler ve Traklar, buralara Hunlardan da önce gelip yerleşmişlerdir. Hunların batıya gittikleri yolu izleyen Avar Türkleri, Batı Rusya ve bugünkü Polonya'nın Pripet, Dinyeper ve Dinyester bataklıklarında yaşayan Slavları da önlerine katarak Balkanlara inmişler, böylece Balkanların büyük ölçüde Slavlaşmasına sebep olmuşlardır. Daha sonra bölge, Türk soyundan olan Bulgarlar ve Macarların istilalarına mâruz kalmış, Bulgarlar XX. yy.'da batıda Morova suyuna, Sırbistan'a, güneyde ise Makedonya'ya kadar uzanan topraklarda siyasi varlık göstermişlerdir. Macarlar ise M.S. 896'dan itibaren Peçenek Türklerinin gitmesiyle Tuna ve Tisan'ın suladığı ovalara yerleşerek, Bizanslılarla, diğer Türk boylarına karşı ittifak halinde yaşamışlardır. Türklerin Oğuz kolundan olan Peçenekler Bizans'a karşı yaptıkları savaşlarda defalarca Tuna'yı geçmişler, Makedonya'ya, hatta Sırbistan ve Bosna-Hersek'e, kadar gelmişlerdir. Ancak XII. asırlarda benliklerini yitirmeye başlamış ve bir müddet sonra da tamam ile Macarlaşarak silinmişlerdir. Aynı yüzyıllarda Kumanlar (Kıpçaklar) da Doğu Avrupa'da devlet kurmuşlardır. Bulgar Türkleri, Hristiyanlığı kabul edip Bizans Ortodoks Kilisesi'ne tâbî olduktan sonra, zamanla Slavlaşmışlar ve X. asırda lisanlarını tamamen unutmuşlardır. Macarlar ise, Bulgar Türklerinin akıbetine uğramamak için Hristiyanlığın Katolik mezhebini kabul ederek, Kuman (Kıpçak) Türkleri ve diğer Türk kabileleriyle karışmışlardır. "Kuman-Peçenek" Türk Federasyonu'nun M. 1091'de yıkılmasından sonra, Trakya ile Rodoplar, Makedonya ve Bulgaristan'ın dağlık bölgelerinde kalmış olan Kumanlar, Osmanlı Türklerinin Balkanları fethetmelerine kadar, "Şaman" dinine mensup olarak yaşamışlardır. 20 Ağustos 1389 M. (791 H.) tarihinde meydana gelen Birinci Kosova Savaşı'nı müteakip kendi arzularıyla İslamiyeti kabul etmişlerdir.
Yorum