Atasözü bir milletin veya ırkın tecrübelerinin daha önce yaşanarak teyid edilmesi ile, kişiden kişiye göreceli olarak değişmeyen, olayın aslını, fiilini, anlatmak istediğini temsil eden cümlelerdir. Belirli bir yargıyı içeren atasözü kavramlarının kim tarafından ne zaman söylendiği ise meşhuldür. Bu sebeple kalıplaşmış halde bulunurlar. Hiçbir kelimesi yada yapısı değiştirilemez, asıl olarak kullanıldığı gibi eş anlamlı kelimeler ile dahi kullanılmazlar.
Bu kavramlar yaşanan olayların sonuçlarına bağlı olarak ilişkilendirildiği için günümüzde de aynı mana yada direk anlam için sorunsuzca kullanılabilirler. Atasözü genel olarak bir olayın sonucunu kısaca anlatmaya yeterlidir. Bu sebeple yaşanan olayların sonunda değil öncesinde de öğüt vermek maksadıyla atasözleri kullanılabilmektedir.
Türk milletinin kendi kimliğine has ilk atasözü kitabı, İstanbul Fatih`teki Millet Kütüphanesi`nde bulunan “Teshil” adlı tıp kitabının en sonuna eklenmiş el yazısı ile kaydedilen bir risalede yer almaktadır. Toplam 698 adet atasözü olup; yazılış tarihi itibariyle hicri takvimin 885 yılı, miladi takvimin ise 1420 yıllarına denk gelmektedir.
Bu kavramlar yaşanan olayların sonuçlarına bağlı olarak ilişkilendirildiği için günümüzde de aynı mana yada direk anlam için sorunsuzca kullanılabilirler. Atasözü genel olarak bir olayın sonucunu kısaca anlatmaya yeterlidir. Bu sebeple yaşanan olayların sonunda değil öncesinde de öğüt vermek maksadıyla atasözleri kullanılabilmektedir.
Türk milletinin kendi kimliğine has ilk atasözü kitabı, İstanbul Fatih`teki Millet Kütüphanesi`nde bulunan “Teshil” adlı tıp kitabının en sonuna eklenmiş el yazısı ile kaydedilen bir risalede yer almaktadır. Toplam 698 adet atasözü olup; yazılış tarihi itibariyle hicri takvimin 885 yılı, miladi takvimin ise 1420 yıllarına denk gelmektedir.