Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Grip Nedir?

Daraltma
X
Daraltma
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Grip Nedir?

    Daha büyük sürüm için resme tıklayın 

İsim: kkr2q5b2.jpg 
Görüntülenme: 9 
Boyut: 65.6 KB 
Kimlik: 1070

    Öksürük, halsizlik, yüksek ateş şikayetleriyle özellikle soğuk havalarda ve mevsim geçişlerinde görülen grip, influenza A ve B virüslerinin yol açtığı bir enfeksiyondur. Salgın halinde pek çok insanı etkileyebilen gripten korunmak için mevsimine uygun giyinmek, dengeli ve sağlıklı beslenmek, hasta kişilerle temasta bulunmaktan kaçınmak önemlidir. Grip halk arasında soğuk algınlığı (nezle) ile de karıştırılabilmektedir. Grip de nezle gibi bulaşıcı bir virüs enfeksiyonu olmakla birlikte soğuk algınlığına göre çok daha ağır seyreden bir hastalıktır. 0-4 °C arasında haftalarca canlılığını sürdürebildiği için kış aylarında daha sık enfeksiyon oluşturan grip virüsünün buluşması son derece kolaydır. Virüs en çok öksürme, hapşırma, konuşma temas yoluyla geçer.

    Grip virüsü hasta kişilerin temas ettiği tüm nesneler bulaş açısından önem taşımaktadır. Özellikle çocuklar, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, sağlık çalışanları ve öğretmenler gibi risk grubu içerisinde bulunanlar gribi daha ağır geçirmektedir. Erken dönemde önlem alınmadığında birçok sağlık sorununa yol açabilen gripten korunmak için ellerin gün içinde sabun ve suyla yıkanması çok önemlidir. Grip enfeksiyonuna yakalanan kişilerin bilinçsizce grip ilaçlarına başlamak yerine doktora başvurarak tedavi olması gerekmektedir. Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü Uzmanları, grip ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

    Grip nedir?
    Grip; temel olarak burun, boğaz, bronşları ve daha ender olarak akciğerleri etkileyen influenza virüsüne bağlı solunum yolu enfeksiyonudur. Öksürük, hapşırma, yakın temas, öpüşme, tokalaşma ile çok çabuk bulaşabilen influenza virüsü ellerin gün içinde sık sık yıkanmaması sonucu yayılmaktadır. Gribin bulaşması kapalı ortamlarda çok kolaydır. Hasta öksürdüğünde, hapşırdığında milyonlarca virüs havaya yayılır. Sağlıklı insanlar solunum yoluyla virüsü alır. İnfluenza virüsüne karşı bağışıklığı olmayan kişiler 1-4 gün içinde gribe yakalanır.

    Öksürük, hapşırık yoluyla okul, ibadet yerleri, sinema, tiyatro gibi insanların toplu bulunduğu yerlerde yüzlerce kişiye grip bulaşabilir. Virüs dış ortamlarda 2-8 civarında varlığını sürdürebilir. Bu bağlamda hasta olan bir kişinin dokunduğu merdiven tutamaçları, telefon ahizeleri, masa, kapı kollarına temas eden sağlıklı insanlar grip virüsü alır. Virüsü alan kişiler ellerini ağızları ve gözleri ile temas ettirdiklerinde virüsü kendilerine bulaştırmış olur.



    Grip belirtileri nelerdir?
    İki-iç günlük kuluçka döneminden sonra ortaya çıkan grip hastalığının belirtileri, soğuk algınlığı ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarıyla karıştırılabilmektedir. Soğuk algınlığı (nezle), yavaş yavaş gelişen halsizlik, boğaz ağrısı, kesik kesik öksürme gibi belirtiler gösterir. Ayakta ve hafif olarak atlatılır.

    Grip belirtileri soğuk algınlığının aksine aniden başlar. Hasta okula giderken, işe giderken iyidir. Grip; 3-6 saat içinde aniden üşüme, aşırı halsizlik, ateş yükselmesi, burun akıntısı veya tıkanıklık özellikle göğüste rahatsızlık (baskı) ile birlikte kuru öksürük şeklinde kendini gösterir. Öte yandan grip çocuklarda bazen karın ağrısı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir.

    Grip enfeksiyonu- soğuk algınlığı (nezle) farkları nelerdir?
    Grip, influenza A ve B virüstlerinin yol açtığı bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığına ise 200’den fazla virüs yol açar. Soğuk algınlığı şikayetinde bulunan kişilerde ya ateş yoktur ya da hafif şekilde seyreder. Grip hastalarında ise aniden ateş yükselmesi görülür. Gripte baş ağrısı her zaman görülürken, soğuk algınlığı olan kişilerde baş ağrısı bazen ortaya çıkar. Soğuk algınlığı belirtilerinde hafif şekilde seyreden halsizlik, grip hastalarında belirgindir ve haftalarca sürebilir. Öksürük şikayeti soğuk algınlığında hafif şekilde, gripte ise şiddetli biçimde görülür. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında (soğuk algınlığı) boğaz ağrısı genellikle vardır, gripte ise boğaz ağrısına daha nadiren rastlanır.


    Grip nasıl geçer? Tedavi yöntemleri nelerdir?
    ‘Grip nasıl geçer?’, ‘Gripten nasıl kurtulurum?’ soruları özellikle kış aylarında artış göstermektedir. “İlaçla 7 gün, ilaçsız 1 hafta” denilerek kontrol altına alınmayan grip enfeksiyonu, zatürre ve menenjit gibi ciddi hastalıklara da zemin hazırlayabiliyor. Dolayısıyla grip tedavisi ihmal edilmemeli, tedavi için bir uzmana başvurulmalıdır.

    İlk olarak grip hastaları, virüsün buluşmasının önlenmesi için evlerinde izole edilmelidir. Hastalar ateşleri düştükten bir gün sonra işlerine, okullarına dönebilir. Grip tedavisinde hastayı bilinçlendirme de çok önemlidir. Tüm hastalara virüsün nasıl bulaştığı aktarılmalı, nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgi verilmelidir.

    Hem tablet hem de inhalasyon şeklinde kullanıma sunulmuş formları olan antiviral ilaçlar, gribin hem daha hafif hem de kısa sürede geçmesine yardımcı olur. Grip tanısı konulmuş bir hastaya antiviral bir ajanın başlanıp başlanmamasına doktor karar vermelidir.

    Özellikle risk grubunda olan bazı hastalara ilk ilk şikâyetler başladıktan sonraki 24-48 saat içinde doktor tarafından antiviral bazı ilaçların verilmesi bulguların daha az şiddetli olması ve daha kısa sürmesini sağlar. Ayrıca kullanılan ilaçlar grip virüsünün başkalarına buluşmasını da engeller.

    Her yıl okul öncesi ve okul çağındaki çocukların yaklaşık yarısı influenza yani grip enfeksiyonu geçirmektedir. Çocukların büyük bölümü evinde tedavi edilirken, az bir kısmının da hastaneye yatırılması gerekebilir. Çocuğun dinlemesi, bol sıvı alması, ateş, kas ağrılarını gidermek için ateş bazı düşürücü ağrı kesicilerin verilmesi önerilir. Grip enfeksiyonuna yakalanan çocukların yaşı ne kadar küçükse hastanede yatma oranı o kadar yüksektir.

    İki yaşın altındaki çocuklar, kronik hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmışlar, aşırı obezler ve bakımevlerinde yaşayanlar; komplikasyonlu (yaşamı tehdit eden) influenza geçirme ihtimali yüksek olan çocuklardır. Küçük çocuklarda burunun serum fizyolojik ile temizlenmesi ve sekresyonların aspire edilmesi çocukları rahatlatır.

    Nitekim, grip için tek bir tedavi yöntemi yoktur. Yukarıda belirtilen tedavi yöntemleriyle birlikte gribin semptomları azaltan birçok yol önerilebilir. Gribe iyi gelen yöntemlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir;
    • Birkaç gün boyunca evde dinlenilmeli.
    • Bol sıvı tüketilmeli (Bol su içmek, çorba içmek)
    • Buhar banyosu yapılmalı.
    • Nemlendiriciler ve su buharı kullanarak çevrenin nemi artırılmalı.


    Grip tedavisinde antibiyotik kullanılır mı?
    Antibiyotikler sadece bakteriler üzerinde etkilidir. Antibiyotiklere sadece bakteri kaynaklı (orta kulak iltihabı, sinüzit vb.) durumlar geliştiği zaman ihtiyaç duyulur. Nitekim antibiyotiklervirusler üzerinde etkili olmadıklarından grip tedavisinde kullanılmaz.

    Antibiyotiklerin kesinlikle yer almadığı grip tedavisinde daima destek tedavilerden oluşmakla birlikte; iyi ve dengeli beslenme, bol sıvı alınması, istirahat edilmesi en önemli unsurlar arasında yer alır.


    Grip inatçı öksürük bırakabilir
    Grip enfeksiyonuna yakalananlar ısı değişikliklerinden, tozlardan ve hava kuruluğundan çabuk etkilenip öksürür. Grip uzun süre tedavisiz kaldıktan sonra geçse bile arkasında inatçı öksürük bırakabilir.

    Gripten korunmanın yolları neler?
    Gripten korunmak için aşağıdaki öneriler dikkate alınmalıdır;
    • Grip temas yoluyla bulaşabildiğinden, hasta kişiyle temas edilmemelidir.
    • Hastanın kullandığı eşyalardan (havlu, bardak vb…) uzak durulmalıdır.
    • Gün içinde eller bol su-sabun ile sık sık yıkanmalıdır.
    • Eller bir süre yıkanmadıysa; yüze, göze, ağza temasta bulunulmamalıdır.
    • Mutfak tezgahı, lavabo gibi yüzeyler virüs barındırabileceğinden sık sık temizlenmelidir.
    • Grip olanların maske takması grip enfeksiyonunun diğer insanlara bulaşmasını önleyebilir. Diğer yandan hasta olmayan kişiler de hasta olanların yanına giderken maske kullanmalıdır.
    • Bulunulan kapalı ortam (iş yeri-okul vb.) sık sık havalandırılmalıdır.
    • Havaya göre giyinmeli, dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir.
    • Gripten korunmanın en önemli yollarından biri de grip aşısı olmaktır.

    Grip aşısı gribi önler mi?
    Grip enfeksiyonu oldukça önemli ve risklidir. Gripten korunmak amacıyla öncelikli gereken şey grip aşılarını ve diğer aşıları bir uzmana danışılarak yaptırılmasıdır. Böylece vücut, grip hastalığını oluşturan virüslere karşı bir sene boyunca çok daha güçlü olacaktır. Her yıl enfeksiyona neden olan grip virüsleri bir önceki yıldan farklı olabilir.

    Bu nedende her yıl grip virüsleri incelenerek bir sonraki yılın aşısında yer alacak virüs tipleri ortaya çıkarılmaktadır. Sonuç olarak bir önceki yıl yapılan aşının koruyuculuğu giderek azalabildiği için her yıl aşı olmak önemlidir.

    Karşılaşılan virüs yaptırılan aşı ile birebir aynıysa, bu durum gribe yakalanılmayacağı sonucunu ortaya çıkarır. Küçük farklılıklar gösteren bir virüsle karşılaşılması durumunda ise grip enfeksiyonu daha hafif geçirilmektedir.


    Grip aşısını kimler olmalı?
    Griple mücadelede esas amaç özellikle risk grubundaki kişilerin gribal enfeksiyonlara yakalanmasını önlemek olmalıdır; ancak bu durum sadece risk grubundakilerin aşı olması gerektiği anlamına gelmez. Zira gribal enfeksiyonlar salgınlar şeklinde yayılır. Nitekim grip enfeksiyonuna yakalananlarla neredeyse aynı sayıda yeni grip hastası ortaya çıkacaktı. Bu bağlamda sadece risk grubundakilerin değil, sağlıklı kişilerin de grip aşısı yaptırması çok önemlidir. Aşılama programları ancak bu şekilde toplumun risk grubunu oluşturan bireylerini gribal enfeksiyonlardan güvenle koruyabilir.


    Grip aşısı ne zaman yapılır?
    Her mevsimde ortaya çıkabilen grip enfeksiyonlarının önemli bir kısmı ekim, mayıs ayları arasında oluşur. Grip salgını başlamadan önce özellikle risk altındaki gruplar (ilkokul çağındaki çocuklar, 65 yaş ve üzerindeki kişiler, bağışıklık sistemini bozan hastalığa sahip olanlar…) başta olmak üzere aşı yaptırmak için en uygun dönem Eylül-Ekim ayları arasındadır. Aşının koruyuculu etkisi 2-3 hafta sonra ortaya çıkar. Aşılanmalar aralık ayından önce bitirilmeli; ancak kişi gribe yakalanmış ise aşılama grip sezonunun sonuna kadar uygulanabilir. Grip aşısının koruyuculuğu genellikle 6 - 12 ay kadardır. Grip aşısı ideal şartlarda %70 ila % 90 oranında koruma sağlar. Aşının koruyuculuğu genç kişilerde yaşlılara göre daha fazladır.


    Grip olduktan sonra grip aşısı olunur mu?
    Grip olduktan sonra yapılan aşıların tedaviye herhangi bir katkısı yoktur. Hafif üst solunum yolu enfeksiyonunun (soğuk algınlığı) varlığı ise grip aşısının yapılmasına engel değildir.
    Grip aşısı kimlere yapılmaz?


    6 aydan büyük herkes grip aşısı olabilmektedir. Özel durumlarda aşının kesinlikle uygulanamayacağı kişiler ise şöyledir:
    • 6 aydan küçük bebekler
    • Yumurta veya grip aşısının birleşenlerine karşı alerjisi olanlar
    • Hamileliğin ilk 3 ayı içinde olan kadınlar (Doktorun gerekli gördüğü durumlarda aşı olunabilir)
    • 38 derece üstünde ateşi olan hasta kişiler
    • İnfluenza aşısı yapılmasını takiben 6 hafta içinde Gullian- Barre sendromu geçirme öyküsü olan kişiler


    Grip aşısının yan etkileri var mıdır?
    Grip Aşısı, son derece güvenli ve yan etkileri çok az olan bir aşıdır. Grip aşılarında en sık görülen yan etki aşı yerindeki ağrı ve hassasiyettir. Ülkemizdeki aşıların içeriğinde inaktif yani canlı olmayan virüsler vardır. Bu nedenle aşının hastalık yapma riski kesinlikle yoktur.


    Gribe ne iyi gelir? Gribe iyi gelen besinler nelerdir?
    Grip enfeksiyonuna yakalandıktan sonra hızla iyileşebilmek, hastalığın şiddetini, uzamasını önlemek için grip veya soğuk algınlığı tedavisi sırasında dengeli ve yeterli beslenmeye de özen göstermek gerekiyor.

    Enfeksiyon hastalıklarında vücudun enerji ihtiyacı sağlıklı insan vücuduna göre daha fazla olmaktadır. Vücudun gereksinim duyduğu enerji ihtiyacının karşılanması için; protein, posa, vitamin ve minerallerden zengin bir beslenme programı uygulanması önerilmektedir. Grip ve soğuk algınlığında su tüketimi de olası sıvı kaybı nedeniyle 2,5-3 lt. civarında olmalıdır.

    Grip ve soğuk algınlığına iyi gelen birçok besin bulunmaktadır. Grip ya da soğuk algınlığına iyi gelen bağışıklık sistemine destek sağlayacak vitamin, mineral ve besinler şunlardır:

    C vitamini: Doktora danışılmadan her gün alınan vitamin formundaki C vitamini gribi önlemenin yolu değildir. C vitamini vitamin formunda değil, besinlerden alınmalıdır. Zira C vitamini besinlerden alındığında bu gıdalardaki fotokimyasal maddelerden de yararlanılır. C vitamini; yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, kivi, portakal, limon, mandalina, domates, greyfurt, nar, kuşburnu gibi besinlerde bol miktarda bulunmaktadır.

    Çinko ve selenyum: Bağışıklık sistemi için önemli minerallerdir. Selenyum; karides, somon, ton balığı gibi deniz ürünlerinde, mantar, dana, et, soğan ve sarımsakta bulunur. Savunma mekanizması için önemli bir yeri olan Çinko ise kabak çekirdeği başta olmak üzere; çiğ fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, hindi eti, kuzu eti, kuşkonmaz ve mantarda bulunur. Bu iki mineral de vücudun toksinlere karşı savaşan hücrelerini güçlendirir.

    Omega 3 yağ asitleri: Bunlar en değerli yağlardır. Omega -3 yağ asitleri kan basıncını düşürüyor, aynı zamanda kanın pıhtılaşma eğilimini ve koroner hastalık riskini azaltıyor. Balık omega-3 dışında vücudun üretemediği elzem aminoasitleri de içerir ki bunlar hücrelerin yenilenmesi ve yaşlanmaya karşın gereklidir. Çiğ fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar da Omega 3 içermektedir.

    Beta-karoten:Balkabağı, havuç, ananas, hurma ve kayısı en fazla beta-karoten içeren sebze ve meyvelerdir.

    Kuersetin içeren turunçgiller, elma, kırmızı üzüm, soğan, çilek, dut, böğürtlen gibi meyveler ve kırmızı soğan gibi besinlerin de bağışıklık sistemi için önemli güçlü bir antioksidan olarak grip ve soğuk algınlığında tüketilmeleri gerekiyor.

    Prebiyotik besinler, zencefil, zerdeçal, kakule ve ekinezya da bağışıklık sisteminin etkinliğini destekler. Ginseng, değerli ve etkili bir bitkidir. Ginseng; vücut direncini artırır, bağışıklık sistemini düzenler. Bu nedenle piyasada çok sayıda düşük kalitede ya da sahte ürün yer almaktadır. Etkili olabilmesi için mutlaka güvenilir kaynaklı ürün satın alınmalıdır.

    Oolong ve rooibus çayları da doğru bir şekilde demlendiğinde ve uygun miktarda tüketildiğinde antioksidan etki gösterir. Günde 1-2 fincan beyaz çay tüketerek de bağışıklık sisteminize katkıda bulunabilirsiniz.


    Kaynak:memorial.com.tr
    Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma

    BatiTrakyaninSesi Forumu
    www.batitrakyaninsesi.net
Çalışıyor...
X